Çeviri kitap

Mehmet Hakkı Suçin | Prof. Turan Karataş’ın Tespitlerine Dair Mülahazalarım

Değerli yazar/eleştirmen Prof. Dr. Turan Karataş’ın, 8.12.2016 tarihli Star Kitap’ta yayımlanan “Kabbani’nin sevda neşideleri” başlığını taşıyan ve “genç sevdalılar yani ‘çöl mecnunları’, on defa, yüz defa bu şiirleri okusalar yeridir.” diyerek okuyucuları kitaba davet eden harika yazısı beni ziyadesiyle memnun etti. Yazıyı tesadüfen sosyal medya aracılığıyla gördüğümü belirtmeliyim.

Yazarın çeviriyi daha önce yayınlanan bir başka çeviriyle karşılaştırması, kendi Arapça bilgisiyle yetinmeyerek Arapça bilen başka bir arkadaşından da yardım alarak metni incelemesi, yazının önemli bir emek ürünü olduğunu gösteriyor. Bu nedenle değerli yazarın emeklerine, eleştiren zihnine sağlık diyorum. Bu tür somut eleştiriler, metnin daha da güçlenmesine ve sonraki baskılarda tadil edilmesine vesile olma potansiyeli taşıması bakımından kıymetlidir. Değerli eleştirmenin “tespitlerimiz yanlışsa, belki bir karşı izahla doğruyu öğrenme fırsatı da bulmuş oluruz” şeklindeki nazik davetine icabet etmemek olmazdı. Söz konusu değerli tespitlerle ilgili eleştirmenin kalın harflerle yazılan her bir tespitini müteakip, bendenizin (çevirmenin) mülahazaları yer almaktadır.

1. İthaftaki “gâliye” çeviriye yansıtılsa, yukarıda yazdığımız biçimiyle, daha zarif olurdu sanki.

“Eşim Belkıs’a:
Hayat arkadaşıma
Şiir arkadaşıma”

İthafta geçen “hayat arkadaşı” ve “şiir arkadaşı” gibi “değer” ifade eden güçlü ifadelerden dolayı “değerli” (gâliye) kelimesi atılmıştır.

2. Üçüncü şiir, kaynak metinde olduğu gibi “ey sevgilim” dizesiyle başlayabilir, ilk dizenin sonundaki “şiirdir” yerine “kasidedir” tercih edilebilir, beşinci dizenin başına “ve” konabilirdi.star-kabbani

Suçin’in çevirisi:

aşk aya yazılmış güzel bir şiirdir
ey sevgilim
aşktır resmedilen ağaç yapraklarına
aşktır nakşedilen serçelerin tüylerine
yağmur damlalarına
fakat bir erkeği severse bir kadın
elli taşla taşlanır
memleketimde

Eleştirmenin önerisi:

ey sevgilim
aşk aya yazılmış güzel bir kasidedir
aşktır resmedilen ağaç yapraklarına
aşktır nakşedilen serçelerin tüylerine
ve yağmur damlalarına
fakat bir erkeği severse bir kadın
elli taşla taşlanır
memleketimde

Şiir “ey sevgilim” şeklinde başlatılabilir. Ancak “kaside” şiirde belli bir biçimi ifade eder. Arapça metindeki “kasîde” kelimesi “şiir” anlamında kullanılmıştır.

3. Beşinci şiir, “Ya Rab” diye başlamalıydı. Kabbani, iyelik ekiyle “Ya Rabbî” demiş olsaydı, “Tanrım” diye çevrilmesine ses etmezdim.

Arapça metinde ifade يا ربِّ  (yâ Rabbî) şeklinde geçmektedir. Arap gramerindeki şu kuralı hatırlayalım: Münada (ünlem) durumundaki kelime, birinci tekil şahıs ekiyle (ي) tamlama oluşturduğu takdirde söz konusu yâ (ي) düşürülür ve bunu ödünlemek üzere kelime “kesra” ile harekelenir. Yani Suçin’in okuması doğrudur.

4. On dördüncü şiirin 4. dizesindeki “sana olan” ifadesine çeviride yer verilmemesi isabetli olmuş. Fakat ilk dizedeki “garam”ın, son dizedeki “heva”nın aynı kelimeyle “aşk”la karşılanması pek münasip değil. İlkine “sevda”, ikincisine “tutku” ya da “heves” denebilirdi.

Türkçe çeviride “aşk” kelimesini ikinci tekrarda “sevda” veya “tutku” gibi bir kelime kullanılsaydı aynı etki yaratılamazdı muhtemelen. Şiiri iki şekilde okumayı denerseniz, Suçin’in çevirisinin daha ritmik olduğu hissedilebilir.

5. On beşinci şiir, kaynak metinde bulunan “aşağıya sıralananları” dizesiyle başlasaydı, mana güçlendirilmiş olurdu.

Arapça metindeki “mâ ye’ti” (aşağıya sıralananlar) ifadesi sonraki “enti” (sen) zamirleriyle uyak oluşturuyor. Fakat Türkçeye “aşağıya sıralananlar” şeklinde metne birebir bağlı bir çeviri şiiri zedelerdi. Bunun yanında, bilindiği gibi şiirde sözcük tasarrufu esastır. Kabbani de bunu kitabın önsözünde açıkça ifade etmiştir.

6. On yedinci şiirin son dizesi, özgün metindeki anlamı vermiyor. “Daha yeni başladığımı anladım” daha iyi.

Suçin’in “her şeye yeniden başladım” şeklindeki çevirisi önceki dizelerle uyumludur. “Daha yeni başladığımı anladım” ifadesi, 7 ile 9 bandında seyreden hece sayısını 12’ye çıkaracağı için şiirin ritmini bozabilir miydi acaba?

7. On sekizinci şiirin son dizesi “benimle aya gelir misin ay parçam” olacakken, “aya” sözcüğü çıkarılınca ifadenin etkisi azalmış.

Suçin’in çevirisi şöyle:

iki kişilik yer ayırttım ayın evinde
hafta sonunu geçirelim diye sevgilim
hoşuma gitmez dünyanın otelleri
aydır kalmak istediğim otel
fakat kimseyi kabul etmiyorlar orada
bir kadın olmadan yanında
benimle gelir misin ay parçam?

Önceki dizelerde “ayın evinde”, “aydır” ve “orada” kelimeleri geçtiği için ve bu dizede yapılacak tekrar, dizenin şiirselliğini zayıflatacağı için “ay” kelimesi yeniden kullanılmamıştır.

8. Yirmi ikinci şiirde “Tanrı katlanabilir” yerine “Tanrı anlayış gösterebilir” daha manalı.

Suçin’in çevirisinin/yorumunun metnin bağlamına uygun olduğu düşünülmektedir.

9. Yirmi üçüncü şiirin ilk dizesi “ellerimin yüzüne kazındın” biraz tuhaf. “Avuçlarıma” mı denseydi?

Suçin’in çevirisi şöyle:

ellerimin yüzüne kazındın
bir caminin duvarındaki
kûfi satırlar gibi

Şair avuç anlamındaki “keff” (avuç) kelimesi yerine “wache yedî” (elimin yüzü) ifadesini kullanıyor. Burada “caminin duvarı” ile “elin yüzü” arasında bir paralellik kuruluyor ve “el” kişileştiriliyor (teşhis sanatı). Şairlerin buluşlarını mümkün olduğunca hedef dile yansıtmak önemlidir.

10. Yirmi yedinci şiirin son dizesi “defterlerimdeki şiirler” biçimiyle belki alışıldık, ama daha anlamlı.

Suçin’in çevirisinde “beni” ve “defterimdeki” arasında ses ilişkisi yaratılmıştır. Bu şekilde söyleyişin daha şiirsel olduğu düşünülmektedir.

11. Otuz sekizinci şiirin ikinci dizesini şöyle okumak isterdim: “hüzünden bir hazine taşıyorum gözlerine”. Dizenin sonundaki “valizlerimde” olmasa da olurdu veya bir alt satıra konabilirdi tek başına.

Suçin’in çevirisi şöyle:

gözlerinde yağıyorum bulut gibi
hüzünden bir hazine taşıyorum valizlerimde
bin dere taşıyorum
bin kere bin orman
tarihi taşıyorum paltomun altında
ve yazının harflerini

Bu öneriye katılıyorum. Zira “gözlere taşınan bir hüzün” söz konusu.

12. Kırk birinci şiirin 3. dizesi, “bir gün uğraman gerekiyordu” biçiminde daha zarif.

Suçin’in çevirisi:

bir gün geçirmen gerekiyordu
kollarımda

Bu şekildeki çevirinin uygun olduğu düşünülmektedir.

13. Kırk dördüncü şiirin ikinci dizesindeki ilk kelime “kadınlara” ya da “kadınlar için” olmalıydı.

Suçin’in çevirisi:

aşkın elçisiyim ben
kadınlarda taşırım sürprizlerimi

“kadınlara” şeklindeki öneri kabul edilebilir.

14. Elli birinci şiirdeki 3. dize çıkarılsa beşincisi oraya alınsaydı daha etkili olur muydu? Çünkü iki dizenin de meramı aynı, tekrarın tekrir etkisi yok.

Suçin’in çevirisi:

yazdıklarım nafile sevgilim
dilimden büyüktür hislerim
hançeremi aşıyor
sana olan duygularım
sesimi aşıyor
yazmak nafile biliyorum
madem daha geniştir kelimelerim
dudaklarımdan
nefret ediyorum yazdıklarımdan
derdimsin, büyük derdim

Şiiri iki şekilde birkaç kez okudum. “Hançere”, burada duygu yoğunluğu bakımından “ses”ten daha güçlü bir anlam vermektedir. Çevirmenin seçimi şiirin ritmine uygun gibi geliyor.

Bu vesileyle katkılarından dolayı değerli yazar-eleştirmen Prof. Dr. Turan Karataş’a teşekkürlerimi iletir, sevgi ve saygılarımı sunarım.

Bir Cevap Yazın