
Güneşteki Adamlar, 1963’te yayımlandıktan sonra da yazılmaya devam eden bir metin. Onu aynı zamanda çölde kavrulan, okyanusta boğulan, kamyon kasasında yahut bir uçağın bagajında buz tutan göçmenlerin hikâyesi olarak da okuyuşumuz bundan.
Güneşteki Adamlar, 1963’te yayımlandıktan sonra da yazılmaya devam eden bir metin. Onu aynı zamanda çölde kavrulan, okyanusta boğulan, kamyon kasasında yahut bir uçağın bagajında buz tutan göçmenlerin hikâyesi olarak da okuyuşumuz bundan.
Hicretten 201 yıl sonra yazıya geçirilen rivayetler, basit bir put tarihinden ziyade İslam öncesi Arapların inanç biçimleri, folkloru, mitolojisi, sosyal yapısı, hatta dönemin Arap toplumunda şiirin nasıl alımlandığı hakkında da önemli ipuçları verir. Mehmet Hakkı Suçin’in metnin kurgusal ve poetik niteliklerini dikkate alan titiz çevirisi elinizde.
“Kitap, Hitap, Hakikat” Adonis adıyla bilinen Arap şair ve düşünür Ali Ahmed Said’in kutsal metin, dini söylem, tasavvuf, siyaset, edebiyat, yaratıcılık ekseninde iktidarıyla, muhalefetiyle, toplumuyla ve kültürel dokusuyla Arap toplumlarının geçmiş mirasından kaynaklı krizlerini çözümleyip eleştirdiği eseridir.
Suçin’in daha önce (İşte Budur Benim Adım başlıklı) Adonis çevirisini okumuş ve onu güvenilir bir çevirmen olarak bellemiştim çünkü hiç de basit olmadığı anlaşılan Adonis’in şiirlerinin karmaşıklığını korurken şiirliğini de yok etmemiş, ayrıca okuru bu karmaşık şiirleri okumaya hazırlamak için çeviriye Adonis’in kendisinin yazdığı “Okumanın Poetikası” adlı yazıyı da çevirip eklemişti. Bu çeviride de kitapla, yazarla, kendisinin kitabı çevirirken izlediği yöntemle ilgili okura bilgi veriyor, kitabı değerli kılan özelliklerine değiniyor, okurda merak uyandırmayı beceriyor, ayrıca kaynak olarak kullanılabilecek birden fazla metin bulunduğu için hangisini kaynak olarak kullandığını belirtmeyi ihmal etmiyordu. Kısacası çeviriyi sahipsiz bırakmayan, yaptığı işin sorumluluğunu açık açık üstlenen bir çevirmendi.
“Shibli çok dil konuşuyor ama -ana dili olan- Arapça yazıyor. Arap Dili ve Edebiyatı öğretim üyesi ve çevirmen Mehmet Hakkı Suçin’in çevirdiği romanı yaklaşık bir saatte okudum, bitince bir süre oturduğum yerde kaldım. Bu kadar kısa bir romanı bu kadar güçlü kılan nedir, diye düşündüm. Sonradan öğrendim ki bu kısa roman aslında tam 12 senede yazılmış.” SİBEL ORAL’ın Shibli’yle özel röportajı.
Bir yeniden ve sürekli oluş hikayesidir Hayy bin Yakzan. Akıl ile duygu, tecrübenin ipeğinde yepyeni bir evrensel maya kazanır. Bu öz daha sonra Batı düşüncesini de kolaylıkla etkileyecek, Spinoza, Leibniz, Rousseau gibi filozoflarda sürek kazanacaktır. Bu ölümsüz eser bir kez daha Arapça aslından, Mehmet Hakkı Suçin çevirisi ile bir kez daha bizi kucaklıyor. Hayy bin Yakzan, sonsuz seslenişine bir seviye daha katıyor.
Filistinli yazar Adania Shibli (Adeniyye Şibli)’nin “Küçük Bir Ayrıntı” adlı romanı Can yayınları etiketiyle yayımlandı.
Kur’an-ı Kerim’i şiirin lirik diline çevirme arzusunun, Mehmet Akif Ersoy hazretlerinin hayali olduğunu biliyoruz. Aslında Akif’in çevirdiği mealden kurtarılan bir bölüm diye yayımlanan meal incelendiğinde orada da yer yer şiirsel bir etkiyi görmek mümkün. Suçin’in çevirisinde bu daha sistematik bir şekilde karşılıyor bizi.
Mehmet Hakkı Suçin, ilk kez bize ‘cahiliye’ şiirinin dünyasını yansıtmakla kalmıyor, Adonis sayesinde bu şiirin poetik derinliğini de gösteriyor. Bizde önceden yapılmış tercümeleri (çoğu nesir şeklinde) saygıyla anıyor Suçin. Ancak belki de ilk kez, önyargılardan arınarak bir şiirin net dünyasını görebiliyoruz.
ضمّت الترجمة تقديماً مطوًّلاً لأدونيس تحت عنوان “قراءة الشعر الجاهلي”، جمعها صوتشين وترجمها من كتاباتٍ متفرّقةٍ للشاعر السوري بموافقة أدونيس
أصدرها المستعرب الدكتور محمد حقي صوتشين
*
المعلّقات السبع في أول ترجمة شعرية بالتركية
Mehmet Hakkı Suçin, bizi bu kez ‘Yedi Askı Şiirleri’nin bütünüyle, Arapça-Türkçe çift dilli olarak tanıştırıyor. İslamiyet öncesi bu klasik şiir efsanesini şairlere dair açıklamalarıyla ve Adonis’in ‘Cahiliye Şiirini Okumak’ başlıklı muhteşem önsözüyle de yeniden ‘klasik’leştiriyor.
“Dışarı çıktık birlikte yürüdük kumlarda
İzlerimizi siliyordu abiyesinin nakışlı etekleri
*
Kum tepeleri serpiştirilmiş bir düzlüğün içine daldık
Geride bıraktık kabilenin meydanlarını” (İmruul-Kays)
Marcia Lynx Qualey, Türkçede yeni yayımlanan “Badem Çiçeği Gibi yahut Daha Ötesi” kitabından yola çıkıp çevirmeni Mehmet Hakkı Suçin’le Mahmud Derviş ve şiirini Cumhuriyet Kitap okuyucuları için konuştu.
Mehmet Hakkı Suçin’in ‘Şiir Şiir Ayetler – Amme Cüzü Çevirisi’ adlı eseri, Kur’an ayetlerindeki şiirsel ritim, biçim ve estetik değerlerin çevirilerde kayba uğramasını bir parça telafi etme çabası olarak okunabilir. Sami Oktay Durukan yazdı.
Mahmud Derviş’in Badem Çiçeği Gibi yahut Daha Ötesi kitabı, önceki şiir kitaplarından birçok açıdan farklılıklar arz etmektedir. İlk baskısı 2005 yılında yayınlanan kitapla birlikte Mahmud Derviş’in yüksek sesli dizeleri yerini gerek biçim gerekse içerik bakımından farklı bir şiir anlayışına terk etmiştir.
Devrim aşkta, aşkla başlamalı belki. Yeniden kadını ve erkeği, dokunmayı öğrenerek… Bennis’in yüze çıkardığı şey, anımsamamız gereken bir şey, yoksa sevgisizlikle varacağımız yer, robotik evrendir. Orada anlatmaya, dokunmaya, yaşama sevinci duymaya da gerek yok, yazılımla sanal erotizm öngörülmedikçe. Bu olduğundaysa beden sonsuza dek yitirilmiş demektir.
Eğitim ve çalışma hayatı nedeniyle uzun yıllar ülkesi Suriye’den uzakta yaşamak zorunda kalan şair Melek Mustafa şiirlerinde, savaş nedeniyle ülkesinden göç etmek zorunda kalan ve göç sırasında özellikle kaçak yollarla Midilli’ye ulaşmaya çalışırken denizde boğularak ölen Suriyeliler için duyduğu derin kederi işlemektedir.
Everest Yayınları Arap şiirinin bir başka önemli isminin, Adonis’in şiirlerini de okuyucuyla buluşturdu. “İşte Budur Benim Adım” kitabı yine Mehmet Suçin’in çevirisiyle okuyucuya ulaştı.
Adonis’in “İşte Budur Benim Adım” kitabından şairlerin/okuyucuların paylaştığı dizeler aşağıdaki linkten okunabilir. Henüz kitabı olmayanlara tadımlık paylaşımlar.
Adonis dünyaca tanınan, günümüzün önemli şairlerinden biri. Birçok kitabı dilimize çevrildi. ‘İşte Budur Benim Adım’da okuma üzerine düşüncelerini açıklıyor…
Yaşayan en etkileyici şairlerden Adonis’in, İşte Budur Benim Adım adlı şiir kitabı Mehmet Hakkı Suçin’in Arapça aslından çevirisi ile Everest Yayınları’ndan çıktı.
Nuri el-Cerrah, Midilli’ye Açılan Tekne’de öznel ile nesneli, gerçek ile hayali, tarih ile efsaneyi, şiirin estetik değerleriyle Suriye trajedisini buluşturarak anlamı çoğaltmıştır. İnsana rağmen insana dair bu çabayı Türkçeye aktarmaktan mutluluk duyuyoruz. Acı ve şifa evrenseldir. Daha insani bir dünya için şifanın üstün geleceği bir gelecek dileğiyle.
Görkemli Arap şiirinin büyük şairleriyle, Arapçadan doğrudan yapılan çevirileriyle ilk kezmiş gibi tanışmanın büyüsünü yaşıyorum bir süredir. Adonis, Muhammed Bennis, Nizar Kabbani ve Derviş gibi şimdiden klasik olmuş şairleri Türkçe söylüyor sanki Suçin.
Sevdin diye kınıyor beni aşk nedir bilmeyenler
Konuşmuşlar susmuşlar ne önemi var?
*
Umurumda olmaz ayıplamaları beni aşk için
İster yüzüme konuşsunlar ister köşelerde fısıldaşsınlar
Arap şiirinden şiir göğüne yükselen iki yıldız, Mahmud Derviş ile Adonis, ilk kez çevrilen kitapları ‘Atı Neden Yalnız Bıraktın’ ve ‘Belli Belirsiz Şeyler Anısına’ ile bir kez daha karşımızda.
Atı Neden Yalnız Bıraktın kitabı, masalsı bahçesinde at, kuyu, anne, baba, yasemin, laciverttaşı, çit, ateş, kül, çöl ve denizi bir arada resmeden, içinde büyük Filistin direnişinin unutulmaz kesitlerinin kayıtlı olduğu görkemli bir şiir evi.
Çoğu zaman kapalı ve zaman zaman da sürrealist düzyazı şiirlerini içeren Belli Belirsiz Şeyler Anısına bizi “eve ulaştıran iz”dir Adonis için. Yol boyunca gördüğü her şeydir. Hiçbir şeyin bu izin dışında kalmasını istemez şair.
لقراءة المقال من صحيفة العربي الجديد مباشرة: انقر/ي هنا يقول المؤرخ التركي إلبر أورطايلي إن “للقرآن الكريم خصوصية النثر الفنّي والسجع. الآخرون ينقلون هذه الخصوصية في الترجمة. أما ترجمة الأتراك للقرآن فهي مجرّد ترجمة، وهي صحيحة […]
2008’de yaşama veda eden Filistinli şair Mahmut Derviş’in Mural isimli kitabı üzerinden şiirine ve şairliğine bir bakış.