Şiir

Bedr Şakir Seyyab – Yağmurun Şarkısı

Arapçadan çeviren: Mehmet Hakkı Suçin

.

Gözlerin iki hurma ormanıdır seher vakti

Ya da ay ışığının uzaklaştığı iki balkon

Gözlerin gülünce yapraklanır üzüm bağları

Bir nehrin üstünde gezinen ay gibi

Işıklar raks eder küreklerin titreştirdiği

Ki seher vaktidir o an

Yıldızların gözlerinin derininde nabız gibi attığı

*

Gözlerin şeffaf kederden bir siste batıyor

Akşamın ellerinin okşadığı bir deniz gibi

İçinde kışın sıcaklığı güzün titreyişi

İçinde ölüm ve doğum, içinde karanlık ve ışık

Ruhumda ağlayışın ürpertisi

Vahşi bir heyecan kucaklar göğü

Aydan ürken bir çocuğun heyecanı gibi

*

Yaylı bulutlar diğer bulutları içiyor

Ve damla damla eriyorlar yağmurda

Üzüm bağlarının arşında çocuklar kıkırdıyor

Ve kuşların sessizliğini gıdıklıyor ağaçlarda

Yağmurun şarkısı

Yağmur…

Yağmur…

Yağmur…

Akşam esniyor ama hâlâ bulutlarda

Döküyor bütün ağır gözyaşlarını dökebildiği kadar

Bir çocuk sayıklıyor sanki uyumadan önce

Annesinin döneceğini söylüyor

–Ki yoktur bir yıldır yanında uyandığında

Sorunca nerede olduğunu

Yarın dönecek diyorlar her seferinde–

Oysa fısıldaşıyor arkadaşları: Oradaydı annesi

Tepenin eteğinde ve uyuyor bir lahit gibi

Kendi toprağından yiyor, yağmurdan içiyor

Sanki kederli bir avcı toplayıp bütün ağlarını

Lanet okuyor suya kadere

Ve şarkılar serpiyor ayın battığı yere

Yağmur…

Yağmur…

Bilir misin sevgilim hangi hüznü gönderir yağmur

Nasıl hıçkıra hıçkıra dökülür oluklar

Nasıl yitik hisseder yağmurda tek başına kalan

Sonu yoktur bu yağmurun –Akan kan gibi açlar gibi

Aşk gibi çocuklar gibi ölüler gibi–

Ve gözlerin yağmurla dolaştırıyor beni

Ve şimşekler Körfezin dalgaları boyunca

Irak’ın sahillerini yıkıyor yıldız ve sedeflerle

Aydınlanacakmış gibi oluyor bir an

Ama gece kandan bir perde çekiyor üzerine.

Körfeze haykırıyorum:

Ey Körfez

Ey inci sedef ve ölüm bahşeden

Geri dönüyor sesim

Hıçkırık gibi:

Ey Körfez

Ey inci sedef ve ölüm bahşeden

*

Duyar gibiyim yıldırımlar biriktiren sesini Irak’ın

Şimşekler biriktiren ovalarda dağlarda

Ta ki açarsa mührünü adamlar

Semud’dan eser bırakmayacak

Vadide rüzgârlar.

Duyar gibiyim yağmur içen hurma ağaçlarını

Köylerin inleyişini duyar gibiyim

Ve göçmenleri küreklerle yelkenlerle

Körfezin fırtınalarıyla ve yıldırımlarıyla boğuşan

Ağızlarında aynı şarkı:

Yağmur…

Yağmur…

Yağmur…

Ve Irak’ta açlık var

Ama ürünü boldur hasat mevsiminde

Kargaları çekirgeler doyurur

Ve tarlalarda dönen değirmen taşları

Tahılı taşı öğütür

İnsanlar da dönüyor etrafında

Yağmur…

Yağmur…

Yağmur…

Ne gözyaşları döktük göç ettiğimiz gece

Sonra ayıplanırız diye yağmurdur dedik

Yağmur…

Yağmur…

Çocukluğumuzdan beri her kış

Gök bulut olur

Yağmur olur

Ve her yıl yeşillenince tarlalar

Açlık çeker insanlar

Var mı ki Irak’ta açlığın olmadığı yıllar

Yağmur…

Yağmur…

Yağmur…

Yağmurun her damlasında

Kırmızı veya sarı çiçek nüveleri var.

Açların ve çıplakların her damla gözyaşı

Kölelerin kanından dökülen her damla

Tebessümdür yeni bir emziği bekleyen

Yahut memedir bebeğin ağzında pembeleşen

Hayat bahşeder yarının genç dünyasına!

Yağmur…

Yağmur…

Yağmur…

Irak yağmurla yeşerecek…

*

Haykırıyorum Körfeze:

Ey Körfez

Ey inci sedef ve ölüm bahşeden

Geri dönüyor sesim

Hıçkırır gibi:

Ey Körfez

Ey inci sedef ve ölüm bahşeden

Ve Körfez bol bereketini saçıyor kumlara

Tuzlu köpüğünü, sedeflerini

Kalan kemiklerini boğulmuş bir göçmenin

O ki içmeye devam ediyor ölümü

Körfezin en koyu karanlık yerinde.

Ve Irak’ta engerekler nektar içiyor

Fırat’ın şebnemle büyüttüğü çiçekten.

Duyuyorum Körfezde

Çınlayan yankıyı:

Yağmur…

Yağmur…

Yağmur…

Yağmurun her damlasında

Kırmızı veya sarı çiçek nüveleri var.

Açların ve çıplakların her damla gözyaşı

Kölelerin kanından dökülen her damla

Tebessümdür yeni bir emziği bekleyen

Yahut bebeğin ağzında pembeleşen

Hayat bahşeder yarının genç dünyasına

*

Ve boşanıyor yağmur.

*

Bedr Şakir Seyyab

Modern Arap şiirinin öncü isimlerinden Iraklı Seyyab, 1926 yılında Basra’nın Ceykûr köyünde doğdu. 1948 yılında Bağdat Yüksek Öğretmen Okulundan mezun olup bir süre öğretmenlik yaptı. Siyasi faaliyetleri nedeniyle öğretmenlikten atıldı. Siyasi baskılara dayanamayarak yasadışı yollarla Kuveyt’e kaçtı. 1960’ta yayımlanan Yağmurun Şarkısı adlı şiir kitabı, Yusuf el-Hâl ve Adonis tarafından yayımlanan Şiir dergisi ödülünü aldı. 1961’den sonra önemli sağlık sorunlarıyla uğraştı ve tedavi olmak için İngiltere, Paris, Irak ve Kuveyt hastanelerinde yattı. 1964 yılında Kuveyt’te vefat etti. Yedi şiir kitabı yayımladı. Louis Aragon, Nâzım Hikmet, Edith Sitwell’den Arapçaya şiirler çevirdi. Edith Sitwell ve T.S. Eliot’tan etkilendi. Başta Mahmud Derviş olmak üzere birçok Arap şairini etkiledi. Nâzik el-Melâike ile birlikte Arap şiirinde “serbest tef’ile” ölçüsünün öncüsü kabul edilir. Şiirleri birçok dünya diline çevrildi.

Kayıp Kayıt dergisinde yayımlandığı tasarımıyla okumak için tıklayınız.

2 replies »

Bir Cevap Yazın