
Süreyyya Evren … geçmişte kalmış bir ölümü araştıranın bugün ölümün hâlâ mümkün olduğunu öğreneceğini söylüyor. Bir çözüm önermiyor. Çözümsüz bir acının içinden bir ıslık gibi çıkıyor çizdiği ölümler. Belki de çölde unutulmuş […]
Süreyyya Evren … geçmişte kalmış bir ölümü araştıranın bugün ölümün hâlâ mümkün olduğunu öğreneceğini söylüyor. Bir çözüm önermiyor. Çözümsüz bir acının içinden bir ıslık gibi çıkıyor çizdiği ölümler. Belki de çölde unutulmuş […]
Abdullah Aren Çelik Kanafani genç yaşına rağmen önemli bir düşünce adamıydı, 1998 yılındaki görüşmelerde Filistin tarafındaki müzakereciler arasında olsaydı, Arafat beki de bu kadar büyük bir yanılgıya düşmeyecekti… Bundan birkaç yıl önce […]
Anıl Mert Özsoy Filistinli Marksist devrimci, gazeteci, yazar Gassan Kanafani’nin kaleme aldığı ‘Güneşteki Adamlar’, Mehmet Hakkı Suçin çevirisiyle Metis Yayınları tarafından yayınlandı. 1936 yılında Birleşik Krallık’ın mandası konumundaki Filistin’in Akka şehrinde doğar. […]
Güneşteki Adamlar, 1963’te yayımlandıktan sonra da yazılmaya devam eden bir metin. Onu aynı zamanda çölde kavrulan, okyanusta boğulan, kamyon kasasında yahut bir uçağın bagajında buz tutan göçmenlerin hikâyesi olarak da okuyuşumuz bundan.
Hicretten 201 yıl sonra yazıya geçirilen rivayetler, basit bir put tarihinden ziyade İslam öncesi Arapların inanç biçimleri, folkloru, mitolojisi, sosyal yapısı, hatta dönemin Arap toplumunda şiirin nasıl alımlandığı hakkında da önemli ipuçları verir. Mehmet Hakkı Suçin’in metnin kurgusal ve poetik niteliklerini dikkate alan titiz çevirisi elinizde.
“Adonis, dünyayı anlama, evrenin varoluşsal gerçekliğini kavrama derdinde olan bir şair, entelektüel bir kimlik… Soran, sorgulayan, aydınlatan bakışı yalnızca şiirine yansımaz; düşünce yazıları, edebi denemeleri de onun yazınsal uğraşının ayrılmaz parçasıdır. Onun “mesele” edindiği şeylerin başlama noktası doğup büyüdüğü toprakların gerçekliğidir bir bakıma.”
“Ne zaman bir Mehmet Hakkı Suçin çevirisi görsem heyecanlanırım. Sadece yetkin bir çevirmen oluşuna bağlı değil bu duygum. Onun nitelikle kurduğu yaratıcı etkileşimin de karşılığı. Adonis, dilimize hatırı sayılır sayıda eseri çevrilmiş bir şair, düşünür, kuramcı. Mehmet Hakkı Suçin ile yan yana geldiklerinde ise Arapça ile Türkçenin ışığı parlıyor.”
18-19 Kasım 2022 tarihleri arasında Zeytinburnu Kültür Merkezi’nde yapılan Sezai Karakoç Sempozyumu çerçevesinde Mehmet Hakkı Suçin’in “Sezai Karakoç’un Arap Edebiyatından Şiir Çevirilerinin Değerlendirilmesi” başlıklı bildirisi.
“Kitap, Hitap, Hakikat” Adonis adıyla bilinen Arap şair ve düşünür Ali Ahmed Said’in kutsal metin, dini söylem, tasavvuf, siyaset, edebiyat, yaratıcılık ekseninde iktidarıyla, muhalefetiyle, toplumuyla ve kültürel dokusuyla Arap toplumlarının geçmiş mirasından kaynaklı krizlerini çözümleyip eleştirdiği eseridir.
يقول صوتشين في حديثه إلى “العربي الجديد” إنّ “ترجمة الأدب العربي بنوعية عالية من الجودة تعتبر قوّة ناعمة لكسر الجليد وإزالة الأحكام المسبقة التي ورثتها النُّخَب الثقافية والأيديولوجية للشعبين التركي والعربي”
Suçin konuşmasında bir dilden başka bir dile çeviri yapıldığında sadece o dilin edebiyatının tanınmış olmadığını, çeviri yapılan dile de katkı sağlandığını vurguladı. Ödülün, Türk-Arap dostluğuna ve kardeşliğine, bölgedeki barışa katkı sağlamasını diledi.
Ebu’l-Alâ el-Maarri hicri 363 (973) yılında bugünkü Suriye’de bulunan Maarrat en-Nu’man beldesinde doğdu. Çocukluğunda geçirdiği çiçek hastalığı nedeniyle kör oldu ve on bir yaşında şiir yazmaya başladı. Başlıca eserleri arasında Bağışlanma Risalesi, Luzûm Mâ Lâ Yelzem [Gereksizliğin Gerekliliği], el-Fusûl ve’l-Gâyât [Fasıllar ve Gayeler] ile Sıktu’z-Zend [Kavın Kıvılcımı] sayılabilir. Hicri 449 (1057) yılında vefat etti. Ölümünden bu yana 965 yıl geçmesine karşın çağımızın çağdaşı bir şair. Şiirleri Arapçadan Mehmet Hakkı Suçin (Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Arapça Eğitimi Bölümü) çevirdi.
Suçin’in daha önce (İşte Budur Benim Adım başlıklı) Adonis çevirisini okumuş ve onu güvenilir bir çevirmen olarak bellemiştim çünkü hiç de basit olmadığı anlaşılan Adonis’in şiirlerinin karmaşıklığını korurken şiirliğini de yok etmemiş, ayrıca okuru bu karmaşık şiirleri okumaya hazırlamak için çeviriye Adonis’in kendisinin yazdığı “Okumanın Poetikası” adlı yazıyı da çevirip eklemişti. Bu çeviride de kitapla, yazarla, kendisinin kitabı çevirirken izlediği yöntemle ilgili okura bilgi veriyor, kitabı değerli kılan özelliklerine değiniyor, okurda merak uyandırmayı beceriyor, ayrıca kaynak olarak kullanılabilecek birden fazla metin bulunduğu için hangisini kaynak olarak kullandığını belirtmeyi ihmal etmiyordu. Kısacası çeviriyi sahipsiz bırakmayan, yaptığı işin sorumluluğunu açık açık üstlenen bir çevirmendi.
UNESCO tarafından Yunus Emre, vefatının 700. yıldönümünde anılacak. Bu çerçevede Yunus Emre şiirlerinden bir seçkiyi çevirmem için teklif aldım. Daha önce de Ahmed Yesevi’nin Divan-ı Hikmet’inden seçkileri Arapçaya çevirmiştim. Ama Yunus’u çevirmeyi hep istemişimdir. Yunus’un sade ama derin söyleyişini ve şiirindeki doğal müziği, Arapçada yeniden oluşturmanın eşsiz hazzını yaşamayı çok istiyorum. Bunu ne kadar gerçekleştirebilirim doğrusu ben de merak ediyorum.
“Suçin, bana bir soru sordu, incelenmeye değer. “Almanya’ya gidenler, orada yazanlar böyle bir ekol oluşturdular mı?”
Mehmet Hakki Suçin’in Arapçadan çevirdiği Mahmud Derviş’in ‘Atı Neden Yalnız Bıraktın’ kitabının Sunuş’unun okunmasını salık veririm.”
خصصت صحيفة “جمهوريت” لغلاف مجلتها الأسبوعية “كتاب” لمحمود درويش. نشرت المجلة حواراً قصيرًا مع محمد حقي صوتشين، أجرته مارشا لينكس كويلي محررة “أرَبْلِيت” الفصلية، والكاتبة في “الجارديان” و”بيليفر”. ننشر الحوار من ترجمة صفوان الشلبي
“1974 doğumlu bir yazar olan Adania Shibli, Can Yayınları’ndan çıkan “Küçük Bir Ayrıntı”da hem bu köklü mirasa sahip çıkıyor, hem de kullandığı konu ve özgün roman tekniği ile övgüyü hak ediyor gerçekten. Bir yandan Filistin edebiyat geleneğine ve ustalarına selam gönderiyor, bir yandan da kimseyi taklit etmeyerek kendi tekniğini ortaya koyuyor. Yani bir yazar için zoru başarıyor.” PEREN BİRSAYGILI MUT’un yazısı.
“Shibli, anlatının sonunda okuru rahatlatmıyor, umut vaat etmiyor. Kapalı, çıkışı olmayan, okurun kaskatı kesilmesini amaçlayan soğuk bir metin yaratma konusunda başarılı. Bir kadının tecavüze uğrayıp öldürülmesinin hayatın sıradan bir olayı olarak görülmesinin zalimliğiyle okuru tekinsiz bir düzleme çekiyor: Kolektif hissizlik.” NİLGÜN YILDIZ COŞKUN’un yazısı.
“Mehmet Hakkı Suçin’in “Hayy bin Yakzan” çevirisiyle, eseri edebî bir zevkle okuma imkânına kavuşmuş olduk. Üstelik metin olabildiğince yalın, yani pek fazla dipnot içermiyor. Metnin bu şekilde kitaplaşmasının en büyük kazanımlarından biri de yediden yetmişe her okurun da artık Hayy’ı okuma ihtimali!” AYŞENUR NARBOĞA’nın yazısı.
“Prof. Dr. Mehmet Hakkı Suçin’in dilimize Adania Shibli’den çevirdiği Küçük Bir Ayrıntı kitabına “insan haklan ve barış arzusu ekseninde Filistin’de yaşanan zulmü yine bu coğrafyada yaşanan kadın katliamlarıyla birlikte anlatan, ikili anlatıcı bakış açısıyla cesur bir söylem geliştirdiği; çevirmen Prof. Dr. Mehmet Hakkı Suçin’e de Arapçadan yaptığı çevirilerle edebiyat alanına katkıları ve akademiyle yayın dünyasını buluşturduğu için” Yılın Çeviri Kitabı ödülünün verilmesini oybirliğiyle kararlaştırdı.” Haberin ayrıntıları yazıda.
“Adania Shibli’nin Küçük Bir Ayrıntı romanının tarihsel bir olayın fragmanı ya da tarihin tortusu olarak karşımıza çıkması kaçınılmazdır. Tarihin, gerisinde bıraktığı fragman ve tortu, edebi eserin inşaasındaki belleğin önemini hatırlatır. Bu işlevin, ölçüt ve biçim kaygılarıyla harmanlanıp artı ve eksi iki uçta birleştirilmesi, hem diktanın hem de mağdurun silinmez paylarını gösterir.” MUSTAFA ORMAN’ın yazısı.
TRT yapımcısı Kurtuluş Özyazıcı, Mehmet Hakkı Suçin’in çevirdiği bir kaç eserden yola çıkarak çevirmenlik yolculuğunu kendisiyle konuştu.
“Shibli’nin yüz sayfayı bulmayan Küçük Bir Ayrıntı romanını bir yıl arayla iki kez, önce İngilizce çevirisinden, sonra Türkçe çevirisinden okudum. İkinci okuyuşumda romanın anlattığı olay(lar)dan ziyade, Shibli’nin bu olay(lar)ı anlatırken ifrattan kaçınması, hatta yer yer tefridin eşiğinde durabilmesi üzerine düşündüm. Elisabeth Jaquette’in çevirisi gibi Mehmet Hakkı Suçin’in çevirisi de[2] okumayı zorlaştırmayan akıcı bir metin. Fakat Shibli’nin dili nasıl süzdüğünü daha iyi anlayabilmek, kelime tercihlerini takip edebilmek için bu metni Arapça aslından okuyabilmeyi isterdim.” YASEMİN ÇONGAR’ın kaleminden.
“Hacmen birbiriyle eşit iki ayrı anlatıdan oluşan, Mehmet Hakkı Suçin’in muazzam çevirisiyle okuduğumuz Küçük Bir Ayrıntı’nın ilk bölümünde, 9 Ağustos 1949 günü Nakab Çölü’nde konuşlanmış bir askerî kampta dört gün içinde yaşananlar, üçüncü tekil şahıs kullanılarak, müfrezenin başındaki subay açısından anlatılır. Metin daha ilk paragraftan asıl meselesini açık eder: “Bu tepelerde fark edilebilen tek ayrıntı, eğim ve sapaklarda amaçsızca kıvrılan, kuru aptesbozan otlarıyla, tepeleri benek benek kaplayan taşların ince gölgelerinin nüfuz ettiği gevşek sınırlarıydı.” (s. 9). ALARA ÇAKMAKÇI’nın yazısı.
TRT yapımcısı Kurtuluş Özyazıcı, Türk edebiyatının diğer dillerdeki yolculuğunu Mehmet Hakkı Suçin ile konuştu. 22 Ekim Cuma Radyo-1’de yayınlanan dinlemek için tıklayınız.
Adania Shibli’nin romanı ‘Küçük Bir Ayrıntı’ için inci gibi, mücevher gibi demek isterdim klişe pahasına da olsa, fakat okuduğunuzda sizi de hemen içine alacağı gibi, bir dehşet durumunu gündeliğin bir parçası olarak metne yerleştiren yapısıyla, ancak ve sadece ‘taş gibi’ diyebilirim.
“Küçük Bir Ayrıntı” adlı kitabında tarihte gizli kalmış bir hikâyenin peşine düşen kadının yolculuğunu anlatan Filistinli yazar Adania Shibli, ‘dil’ üzerinden yaşananları sorguluyor. Yazar “Adalet ve özgürlük hiçbir yerde yokken Filistin’e neden gelsin!” diyor
“Shibli çok dil konuşuyor ama -ana dili olan- Arapça yazıyor. Arap Dili ve Edebiyatı öğretim üyesi ve çevirmen Mehmet Hakkı Suçin’in çevirdiği romanı yaklaşık bir saatte okudum, bitince bir süre oturduğum yerde kaldım. Bu kadar kısa bir romanı bu kadar güçlü kılan nedir, diye düşündüm. Sonradan öğrendim ki bu kısa roman aslında tam 12 senede yazılmış.” SİBEL ORAL’ın Shibli’yle özel röportajı.
Bir yeniden ve sürekli oluş hikayesidir Hayy bin Yakzan. Akıl ile duygu, tecrübenin ipeğinde yepyeni bir evrensel maya kazanır. Bu öz daha sonra Batı düşüncesini de kolaylıkla etkileyecek, Spinoza, Leibniz, Rousseau gibi filozoflarda sürek kazanacaktır. Bu ölümsüz eser bir kez daha Arapça aslından, Mehmet Hakkı Suçin çevirisi ile bir kez daha bizi kucaklıyor. Hayy bin Yakzan, sonsuz seslenişine bir seviye daha katıyor.
Filistinli yazar Adania Shibli (Adeniyye Şibli)’nin “Küçük Bir Ayrıntı” adlı romanı Can yayınları etiketiyle yayımlandı.