Şiir

Murid Bergûsi / Beş Şiir

Arapçadan çeviren: Mehmet Hakkı Suçin

*

Fena Olmaz

*

Yataklarımızda ölürsek fena olmaz

Temiz bir yastıkta

Ve dostlarımız arasında.

Bir kerede ölmek fena olmaz

*

Ellerimiz göğsümüz üzerinde bağlıyken birbirine

Ellerimizde yalnız solgunluk

Ne sıyrıklar ne zincirler

Ne bir bayrak

Ne de bir protesto bildirisi.

*

Tozsuz bir ölümle ölürsek fena olmaz

Ne gömleğimizde delikler

Ne kaburgalarımızda deliller.

*

Kaldırımda değil

Beyaz yastık başımızın altındayken

Ölürsek fena olmaz

Elimiz sevdiklerimizin ellerinde

Etrafımızda çaresiz doktorlar ve hemşireler

Vedanın zarafetinden başka bir şey bırakmadan

Günlere aldırmadan

Dünyayı öylece kendi haline bırakarak

Bir gün bizden başkası

Onu değiştirir diye umarak.

*

Hiçbir Problem Yok

*

Şöyle bir bakıyorum da kendime

Hiçbir problemim yok

Elim yüzüm düzgün

Hatta genç kızlar kır saçlarımı

Cazip bile bulabilir

Gözlüklerim sağlam

Vücut ısım otuz yedi

Gömleğim ütülü

Ayakkabılarım vurmuyor ayaklarımı

Hiçbir problemim yok yani.

*

Ellerim kelepçesiz

Dilim henüz susmadı

Hakkımda henüz bir hüküm yok

İşimden kovulmadım

Ziyaret edebiliyorum hapishanedeki akrabalarımı

Ve bazı ülkelerdeki bazı mezarları

Hiçbir problemim yok.

*

Arkadaşımın boynuzları çıkmış

Şaşırdım mı, hayır

Öyle zeki ki saklarken giysilerinin altına kuyruğunu

Bayılıyorum pençelerinin sakinliğine

Beni öldürebilir ama affedeceğim onu

Çünkü benim arkadaşım

Bazen eziyet de edebilir

Hiç problem yok.

*

Artık hasta etmiyor beni sunucuların tebessümleri

Alışıyorum hakinin gece gündüz durdurmasına renklerimi

Havuzda bile yanımda taşıyorum kimlik belgelerimi

Hiç problem yok.

Gece trenine bindi düşlerim dün

Nasıl veda edeceğimi bilemedim onlara

Duydum ki devrilmiş tren çorak bir vadide

(Yalnızca makinist kurtulmuş)

Şükrettim Allah’a ve çok ağlamadım

Kâbuslarım nasıl da küçük diye

Büyük düşlere çevireceğim onları

Hiçbir problem yok.

*

Şöyle bir bakıyorum da kendime

Doğduğum günden bugüne

Hatırlıyorum kederimin içinde

Ölümden sonra hayat var

Ölümden sonra hayat

Hiçbir problem yok.

*

Fakat soruyorum:

Ey Allah!

Var mıydı ölümden önce hayat?

*

Suyun İtaati

*

Kaç uykusuz geceye, kaç beceriye

Kaç ihtisasa tereddüde özveriye

İhtiyacın olur düşündün mü hiç

İcat etmek istersen

Ucuz ya da pahalı bir aleti?

Bir diktatör icat etmek daha kolaydır bundan

Bütün ihtiyacın boyun eğmekten ibaret.

*

Hayır, ne bir gergedandır o ne de bir mucize

Sana benzer bana benzer

Sanma ki pençeleridir gördüğün

Yalnızca tırnaklar

Seninkiler gibi

Benimkiler gibi

Hayır, bunlar da toynak değil

Bildiğin ayakkabı, kır iki, kırk üç

Bilemedin kırk dört numara

Hayır, kilosu da yarım ton değil zannettiğin gibi

Bizim kadar: Altmış, yetmiş, bilemedin doksan kilogram

Şu gördüğün de boynuz değil

Havaya kalkmış bir burun

O da senin benim gibi nezleye yakalanır

Ve kanar ara sıra bütün burunlar gibi.

*

Bulutların omuzlarından oturmaz tahtına

Senin ve benim omuzlarımdan oturur

Ayaklarını zamanın eyeri üzerinden sarkıtır

İnan bana, altı değil yalnızca iki ayağı var.

Aynalara âşıktır, aynalar da ona

Ve kanuna âşıktır

Birini öldürürken, bir evi yıkarken

Ya da katliam yaparken bağlıdır kanunlara.

Onun döneminde umut

Aşağılamaktır insanın aklını

Sönmek için yanar söndürmek için yanar

Ve hiç sebepsiz yeniden yanar.

*

Titrese bile güçlü görünür

Çünkü su olmamızı ister

Kap kacaklara dolsun görüşlerimiz

Bardağın dibinde dursun

İster ki boyun eğelim ibriğin lülesi gibi

Sözlerimiz hapsolsun boğazlarımızda

Fakat ne zaman ki hepimiz su gibi davranırız

Ellerini havaya kaldırır son bir imdatla

Ve hayret eder nasıl boğulur diye benim gibi biri.

*

Yorum

*

Bir şair kahvede oturmuş

Kâğıda bir şeyler yazıyordu.

Annesine mektup yazdığını düşündü

İhtiyar kadın.

Sevgilisine aşk mektubu yazdığını zannetti

Genç kadın.

Bu adam resim yapıyor olmalı, dedi

Çocuk.

Ticari bir sözleşme hazırlıyor diye düşündü

İş adamı.

Kesin kartpostal yazıyor, dedi

Turist.

Borç harç hesabı diye düşündü

Memur.

Usulca şaire doğru yürüdü

Sivil polis!

*

Sen ve Ben

                                     — Radva Âşur’a

Sen özgür bir vatan gibi güzelsin

Ben işgal edilmiş bir vatan gibi yorgun

Sen tek başına kalmış direnişçi gibi hüzünlü

Ben yakın bir savaş için uyanmış

Sen bombardımanın durması gibi arzulanan

Ben enkazlar arasında kalbi paralanmış olan

Sen eğitim uçuşu yapan pilot gibi gözü pek

Ben o pilotun anneannesi gibi gururlu

Sen hastanın babası gibi endişeli

Ben hemşire gibi sakin

Sen çisenti gibi şefkatli

Ben büyümek için sana muhtaç çimen

İkimiz de intikam gibi serkeş

İkimiz de affetmek kadar uysal

Sen mahkemenin sütunları gibi sağlam

Ben bir mağdur gibi şaşkın

Ne zaman buluşsak

Dünyayı savunuruz

İki avukat gibi.

*

Murid Bergûsi (Mourid Bargouti)

1944 yılında Filistin’de Ramallah’a yakın Deyr Gassâna’da doğdu. Üniversite eğitimi için Kahire’ye gitti ve burada Arap romanın önemli isimlerinden olan ve 2014 yılında kansere yenik düşüp vefat eden Radva Âşur’la evlendi. Bu evlilikten yine bir şair olan oğulları Temim Bergûsi doğdu. Toplu şiirleri 1997’de Beyrut’ta, 2013’te Kahire’de basıldı. İki şiir seçkisi, eşi Radva Âşur tarafından İngilizceye çevrildi. Ramallah’ı Gördüm otobiyografik romanıyla Necib Mahfuz Edebiyat Madalyası’nı aldı. Roman, Mısırlı romancı Ahdaf Suveyf’in İngilizce çevirisi ve Edward Said’in önsözüyle yayımladı. On beş civarında şiir kitabı yayımladı. Diğer bir eseri Orada Doğdum, Burada Doğdum ünlü çevirmen Humphrey Davies’in İngilizce çevirisi ve John Berger önsözüyle yayımlandı. Murid Bergûsi bir sevgililer gününde, 14 Şubat 2021’de sevgilisi Radva Âşur’a kavuştu.

İlk yayımlandığı dergi: Kod Adı: Maske 2021, Sayı: 2

Bir Cevap Yazın