günüm boyunca uğruna yaşadığım an
bitince dağılır. kaçar elimden başsız
bir kuş gibi unutkanlığın kafesinden kurtulur, unutup son yumurtasını yuvasında.
günüm boyunca uğruna yaşadığım an
bitince dağılır. kaçar elimden başsız
bir kuş gibi unutkanlığın kafesinden kurtulur, unutup son yumurtasını yuvasında.
Şiir, Londra’da bulunan ünlü sanat merkezi Southbank Centre uzmanları tarafından “Son Elli Yılın En İyi Elli Aşk Şiiri” listesinde yer almıştır.
Türkçe öğrenen ve öğreten Arapların yanısıra, Arapça öğrenen ve öğreten Türkler de kitabın hedef kitlesidir.
Modüler bir yaklaşımla yapılandırılan Arapça-Türkçe/Türkçe-Arapça Haber Çevirisi, Arapça çeviri derslerini okuyan veya çeviri yapmak isteyen öğrencilerin temel ve ileri düzeyde çeviri becerilerini geliştirmek amacıyla hazırlanmıştır.
Arapça-Türkçe karşılıklı çeviriyi çeviribilim açısından değerlendiren alanında Türkiye’de yayımlanan ilk akademik eser olarak bilinmektedir. Kitapta hem kuramsal hem de uygulamalı çeviribilim konuları iç içe işlenmiştir. Sözcük, eşdizim, deyim ve atasözleri çevirilerinde karşılaşılan sorunlar ve bu sorunları aşmak için izlenebilecek çeviri stratejileri çeşitli düzeylerde analiz edilmiştir. Genel anlamda çeviribilim ve özelde Arapça-Türkçe karşılıklı çeviriyle ilgilenen herkes için vazgeçilmez bir başvuru kaynağıdır.
Özetle, okurların ufkunu açacak, araştırmacıları düşündürecek ve genel olarak çeviri tarihlerinin, bilimiyle, fikir evrimiyle, diliyle, edebiyatıyla kültür tarihlerine nasıl ışık tuttuğunu gösteren somut bir örnek, çözümleyici bir çalışma. Bütün bu özellikleriyle, aynı zamanda başta Arap dili ve edebiyatı, çağdaş Arapça-Türkçe, Türkçe-Arapça yazılı ve sözlü çeviri programlarında fevkalade yararlı olacak bir kitap.
Sanki mutlu olmak için yaratıldık!
***
: Sanki Temmuz’da sincap olarak dönüyorum
Bir tarlakuşunun peşine takılıyorum:
Eğlenen bir ayartmayla
Kişilerimi terk ediyorum
Ve fıstığı.
Mehmet Hakkı Suçin: Made for Each Other – the short story and Zakaria Tamer
Derler ki Doğu’yla Batı asla bir araya gelmez
Fakat ben ve Isabella
Buluşuruz her gün
Birbirimizi aradığımız bu yolculukta.
başarmak istediğim kültürel bir düşüm var. Arap edebiyatının şiir, öykü, roman, tiyatro türlerindeki seçkin eserlerini Türkçeye çevirecek yetkin çevirmenlerden oluşan bir ekip kurmak istiyorum
İlk karınca ağacın altına uzanıp yatan Mahmud İbn Abdullah ez-Zubeyri’nin ayak parmağından yukarıya doğru emeklediği sırada bir an gözü ona takıldı. Bu cılız yaratığın dev bedenini tırmandığını görünce gevrek gevrek güldü.
Daralıyor kaldırım
Daralıyor boşluk
Biz daralıyoruz.
TÜRAPÇAT’a her yıl toplam 10 çevirmen kabul ediliyor. Arapça edebi çeviri atölyelerine başta Mısır olmak üzere Arap ülkelerinden büyük bir ilgi olduğundan, gerek profesyonel gerekse gelecek vadeden nitelikli edebiyat çevirmenlerini seçme imkânına sahibiz.
Oxford, Beyrut, Ankara ve Mardin arasında geçen yarışta adayların sunumlarının ardından yapılan oylamada 2017 AIDA Konferansı’nın Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Hakkı Suçin başkanlığında Ankara’da yapılması kararlaştırıldı.
Sormayı düşündüm Seamus Heaney’ye mavi kenarlıklı yeleğinin cebindeki o kâğıdı! Aklıma gelmedi alelacele yazdığı bir şiir olduğu. Bir parfüm kokusu burnuma gelmedi ki bir hayranından diye düşüneyim. Birkaç kez elim cebinden aşırmak istedi onu, ama her seferinde kurnaz bir tebessüm doldurdu tatlı yüzünü.
يروي هذا الكتاب الموسوم “ألفية من الأدب التركي” قصة تطور تلك الأساليب والأنواع الأدبية وتطورها في الأرض التركية عبر مسار ألف عام.
Kız çocuğu tuvaletten bana sesleniyor: “Anne! Kurtçuk!” Kakasını iyice kontrol ediyorum. Gerçekten bağırsak parazitleri var içinde. Birkaç dakika önce ancak oturabildiğim iş başvurusu dilekçesini doldurmak için geri dönüyorum.
Senin adından bir nehir doğar
Bir güneş doğar
Ve bir gül yaşar kıyametine kadar
O halde aynanla kes şüpheyi
Azize güzel bir kız. Kara kediden korkar. Şeyh Said’in karşısına oturduğunda endişeliydi. Şeyhin yabani bakan siyah gözleri, giderek artan endişeli halinden kurtulmak isteyen Azize’yi kuşatıyordu. Bakır bir kaptan yükselen tütsü kokusu Azize’nin burnunu dolduruyor, yavaş yavaş etini uyuşturuyordu.
“Demek kocanın sana geri dönmesini istiyorsun?” dedi Şeyh Said.
Aşk bizi özgün ve bencil yapar
Özgünce benciller ve bencilce özgünler… vesaire
Uzun zamandır tanırım İbrahim’i, sevgili komşumu
Suyu taşan bir kuyu olarak tanıdım onu
Diğer insanların suyunu içmediği, hatta ve hatta
Bir taş bile atmadığı.
عرض تقديمي يقدمه د. محمد حقي صوتشين في المؤتمر الدولي الأول تعليم العربية للناطقين بغيرها الرؤى والتجارب الذي عقد خلال الفترة بين 25-26 ابريل/نيسان 2015 في اسطنبول – تركيا
Kızımın okuldan çıkışını beklerken içimde garip bir his vardı. Kızlar, oğlanlar okul çantalarını sırtlamış, yürüyorlardı. Göğüs kafesleri yükselmiş, karınları şişmiş, tuhaf bir şişmanlığa teslim olmuşlardı. Bu sırada küçük kızımın adımlarını takip ediyordum. Ansızın, hastalık derecesinde bir şişkinliğin kızımın bedenini sararak ağırlaştırdığını ve yürüyüşünü yavaşlattığını fark ettim.
Oturduğum şehir evde kalmış kızlarla kaynıyor. Onlara kulak verdim. Kısık sesli fısıltılarını duydum. Gözlerimi etrafta dolaştırdım. Hatları terlemiş olan yüzleri gözbebeğime yansıdı. Yarının korkusu sardı beni. Bu yüzler beni ürkütüyor. Benim de bir gün yüzüm bunlarınki gibi mi olacak?
Abdulvahhab el-Beyâti Bagajsız Yolcu Mekânsızlığa aidim Ne yüzüm ne tarihim var, mekânsızlığa ait Bana seslendiğini duyuyorum gök kubbenin altında, rüzgârın feryadında: “Gel!” Ne yüz ne tarih… Bana sesleniyor “gel!” diye Tepeler boyunca […]